Corona virüs pandemisinin etkisiyle hem dünyada, hem de Türkiye’de etkisini arttıran rahatsızlıklardan biri olan obsesif kompulsif bozukluk, kişinin yaşam kalitesini düşüren, hayat verimliliğini azaltan durumlardan bir tanesidir. Bu rahatsızlığı yaşayan kişi, çeşitli obsesyonlar ve kompulsiyonlar geliştirebilir. Gün içerisinde hemen herkes kaygı durumlarıyla karşılaşabilmektedir. Kaygının yönetilemez bir hal alması ile ortaya çıkan rahatsızlık, aslında insanın bilinçdışı kaygılarını yönetmekte zorlanması ve bu kaygıyı çeşitli obsesyon ve kompulsiyonlar ile bastırması ile karakterizedir.
Obsesif kompulsif bozukluk insanın günlük aktivitelerini kısıtlayıcı bir hal alarak, genellikle kendisini ve çevresindekileri rahatsız etmeye başlaması ile psikologlara getirilir. Kişi ilk etapta yaptığı eylemleri rahatlatıcı bulabilir ve bu eylemlerden vazgeçmek istemeyebilir. Ancak zaman içerisinde bu eylemler hem kendisini hem de çevresindekileri rahatsız edecek bir hal alabilir. Çoğu zaman halk arasında takıntı hastalığı olarak da bilinen bu rahatsızlık, sık sık el yıkama, her şeyi kontrol etmek isteme gibi durumlarla kendini göstermektedir.
Türk Psikiyatri Derneği’nin belirttiği gibi Obsesif kompulsif bozukluk içerisindeki obsesyonlar takıntılı şekilde düşünme durumunu ortaya çıkarmaktadır. Kişi sürekli olarak bir olayı düşünebilir, ayrıntıları ile kaygılanabilir. Kompulsiyonlar ise bu düşünceleri bastırmak için ortaya çıkan davranış kalıplarıdır. Bu noktada el yıkama, sayı sayma, her şeyi simetrik hale getirme gibi eylemler görülebilir. Kişi yaptığı her şeyi üç, beş, kırk bir gibi çeşitli sayılarda yapmak isteyebilir. Ya da katlarına takıntılı hale gelebilir. Çok sayıda türü olan bu rahatsızlığın kişinin yaşam kalitesini ciddi düzeyde azalttığı bilinmektedir.
Neler Okuyacaksınız?
Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı) Nedir?
Geçmiş yıllarda nadir görülen hastalıklar grubunda incelenen OKB, günümüzde sık karşılaşılan rahatsızlıklar arasında yerini almaya başlamıştır. Her yüz kişiden ikisinde görüldüğü bilinen bu sorun, yalnızca kişiye değil, çevresindekilere de rahatsızlık verebilmektedir. Herkeste aynı sıklıkta ve düzeyde görüldüğünü söylemek doğru değildir. Bazı kişilerde yaşamını sekteye uğratmasa da, bazı kişilerde yaşamı sekteye uğratabilecek durumların oluşmasına sebebiyet verebilmektedir.
Obsesif kompulsif bozukluk ya da diğer ismiyle takıntı hastalığı, davranışsal ya da düşüncesel semptomlarla karşımıza çıkabilmektedir. Sürekli düşünce hali, her şeyi kontrol etme isteği, davranışsal bozukluklar olarak bu hastalığı görebilmek mümkün olabilmektedir. Yaşlıdan gence herkeste görülebilen bu rahatsızlığın, en çok ailesinde bu durumu yaşayan bireylerde görüldüğü bilinmektedir. DSM-4’te kaygı bozukluğunun bir türü olarak incelenen bu rahatsızlık, DSM-5 ile birlikte ayrı bir hastalık grubu olarak ele alınmıştır.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri Nelerdir?
Obsesif kompulsif bozukluk belirtileri kültürden kültüre, toplumdan topluma değişiklik gösterebilmektedir. Ancak semptomları kültürlere göre ayırmayan DSM-5’e göre, OKB belirtileri;
- Kişinin yoğun düzeyde kirlenme korkusu hissetmesi,
- Her şeyin belirli bir düzende ya da simetrik olmasını isteme,
- Kişinin kendisinin ya da sevdiklerinin başına bir şey geleceğine, kötü bir şey olacağına dair inancı,
- Kişinin başka birilerinin dokunduğu nesnelere dokunamıyor olması,
- Bir şeyler yolunda gitmediğinde, ya da nesnelerde bir düzensizlik olduğunda kişinin stres hissetmesi,
- Başkalarıyla el sıkışmak istememe ya da el sıkışmaktan rahatsızlık duyma,
- Sürekli el yıkama ihtiyacı veya elleri belirli bir sayıda yıkama isteği,
- Aşırı derecede temizlik takıntısı hissetme ve hatta temizlik yaparken kendine zarar verme durumu,
- Mikroplardan korkma, sürekli sabun, kolonya ve dezenfektan kullanımı,
- Kişinin sürekli duş yapmak istemesi,
- Bir şeyleri saymak isteme ve belirli sayılarla davranış gösterme,
- Yerdeki çizgilere basmak istememe,
- Kilitlendiğinden emin olmak için kapıları tekrar tekrar kontrol etme veya ütüyü fişte bırakıp bırakmadığını kontrol etmek üzere birkaç kez eve girip çıkmak isteme,
- Kapatıp kapatmadığını hatırlamak üzere ocağı sürekli kontrol etmek isteme,
- Belirli sayı kalıplarında sayma davranışını gösterme (üç ve üçün katları gibi),
- Bir duayı ya da kelimeyi içten içe sürekli olarak tekrarlama isteği,
şeklindedir ve bu belirtiler arttırılabilir. Tüm bu durumların sıklığı arttıkça kişi evden çıkmak istemeyebilir, günlük işlerini yerine getirmekte zorlanabilir, fazla temizlik kaynaklı deterjanlara çok fazla maruz kalıp kendine zarar verme noktasına ulaşabilir. Obsesif kompulsif bozukluk tedavi edilmedikçe ilerleme gösterebilen bir rahatsızlıktır. Dolayısıyla ertelemeden bir psikoloğa ya da psikiyatriste başvurmak en iyi seçeneklerden bir tanesidir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Türleri Nelerdir?
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu çok sayıda türü olan rahatsızlıklardan bir tanesidir. Bazı türleri bazı toplumlarda hastalık olarak sayılmazken, bazı toplumlarda hastalık olarak görülebilir. Aşağıda Türkiye’de en yaygın görülen türleri açıklanmıştır. Kişi aşağıdaki türlerden birini ya da birkaçını yaşıyorsa, vakit kaybetmeden İstanbul psikolog olarak ofisimize başvurmalıdır.
- Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu: Kişinin sürekli olarak kendisine mikrop ya da bakterilerin bulaşacağına dair ciddi bir korku yaşaması ve bunu bastırmak üzere sürekli temizlik yapma davranışı göstermesidir. Korona virüs sonrası ülkemizde en çok artış gösteren OKB türüdür.
- Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu: Kişinin sürekli olarak kendinin ya da sevdiklerinin başına kötü bir şey geleceğini düşünmesi ile karakterizedir. Bu kuşkuyu bastırmak için kişi her şeyi en ince detayıyla bilmek ve kontrol etmek istemektedir. Ütünün, ocağın açık bırakılıp bırakılmadığını kişi sürekli kontrol etmek isteyecektir.
- Cinsel içerikli obsesyonlar: Kişi uygun olmayacak şekilde, uygun olmayacak kişilerle cinsel içerikli düşüncelere kapılabilir. Toplumun ahlak kuralları ve dini inancı dolayısıyla bu düşüncesine karşı aşırı bir utanç hissedebilir. Bu durum zaman içerisinde işlevsizlik oluşturabilir ve kişinin suçluluk hissetmesine sebebiyet verebilir.
- Dini içerikli obsesyonlar: Kişi dini inançlarına ters düşecek düşünceleri içerisinden geçirip bunlara karşı aşırı utanç ve suçluluk duygusu hissedebilir. Bunun yanı sıra bazı duaları doğru okumadığı algısına kapılıp defalarca aynı duayı okumak isteyebilir. Duaları belirli sayı kalıpları ile okumak istemek de bu obsesyon içerisinde değerlendirilebilir.
- Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları
- Dokunma kompulsiyonları
- Sayma kompulsiyonları
- Biriktirme ve saklama kompulsiyonları
- Batıl inanç, uğursuz veya uğurlu sayılar, renkler, günler ya da haftalarla ilgili obsesyonlar
Obsesif Kompulsif Bozukluk Nasıl Geçer?
Obsesif kompulsif bozukluk kişinin psikiyatri kontrolündeki ilaç tedavisi ve psikoterapilere aynı anda katılımıyla düzelen bir rahatsızlıktır. Kişinin terapilerde gösterdiği işbirliği ve düzenli katılım, sorunun ortadan kalkmasında etkin rol oynamaktadır. Terapilerin içerisindeki sistematik duyarsızlaştırmalar, maruz bırakmalar ile yaşanan durumun olumsuz etkilerinden kurtulmak mümkün olabilmektedir. Terapistin ilerleyeceği terapi yöntemine göre uygulanacak tedavinin süresinde değişiklik olabilir. Kişinin terapilere düzenli katılımı, yaşanan rahatsızlığın şiddeti, kişinin yaşam düzeni gibi durumlar tedavinin süresinde etkili olabilmektedir.
Obsesif kompulsif bozukluk için başvurabileceğiniz en iyi merkezlerden biri olan Bakırköy psikolog ofisimiz, ulaşım sorununun olmadığı merkezlerde yer almaktadır. Kişiler metro, metrobüs, otobüs, ticari taksi, dolmuş ve özel araç gibi seçenekler ile ofisimize ulaşım sağlayabilir. Randevulu çalışma gösteren ofisimize, randevu saatinizden en az 15 dakika öncesinde gelmenizde fayda vardır. Bu sayede dinlenecek zamanınız olacağı gibi, randevu öncesi doldurmanız gereken formları doldurabilecek kadar da süre elde etme olanağına sahip olabilirsiniz. Obsesif kompulsif bozukluk tedavi edilmediği takdirde ilerleyebilen bir rahatsızlıktır. Dolayısıyla kişilerin bir an önce bir psikolog ya da psikiyatri uzmanından destek almalarında fayda olacaktır. Ofisimiz İstanbul’da yüz yüze, diğer şehirlerde online olarak psikolojik destek sağlayabilmektedir.
Bir Cevap Yazın